03Eki
2014
11

Kurban Bayramı

             Yazan ve Okuyan: MasalAbla (İlknur Çelik)

 

Değerler Eğitimi Hikayesi

 

Kurban Bayramı

 Dondurma

 

 

Ay salıncak

Salla salıncak

Furkan bana

Neler anlatacak

 

Furkan ve ailesi yaklaşan Kurban Bayramı’nı geçirmek üzere köye gidiyormuş.

Furkan daha önce köye hiç gitmemiş. Nasıl bir yer olabileceğini düşünüp duruyormuş hep. En sonunda dayanamayıp;

-Baba, Köy nasıl bir yer? diye sormuş. Babası

– Tek katlı ve bahçeli evlerin olduğu etrafta çeşit çeşit hayvanların gezdiği küçük yerleşim yeri Furkan’ciğim, demiş. Furkan

– Baba, etrafta hayvanlar mı geziyor? Nasıl yani? Hayvanat bahçesi mi orası? diye sormuş.

– Evet biraz öyle, deyip gülümsemiş babası. Her evde tavuk, inek, koyun, keçi, ördek,  …vb hayvanlar görebilirsin. Furkan çok heyecanlanmış.

– Baba hemen gidelim o zaman çok merak ettim, demiş. Annesi,

-“Furkan’ciğim önce hazırlıklarımızı tamamlamalıyız. Bayramda hediyeler hazırlanır. Çocuklar için eğlenceli etkinlikler düzenlenir. Öyleyse biz de köydeki çocuklar için hediyeler hazırlayalım. Bugün alışverişe çıkacağım benimle gelmek ister misin, hem seninle beraber seçeriz. Bana fikir verirsin, olur mu?” diye sormuş. Furkan,

-Anne ben hemen hazırlanıyorum. Yasasınnnn demiş. Bir yandan hazırlanıyor bir yandan da annesine,

– Anne erkeklere araba alalım benimkisi gibi böyle hızlı giden, kızlara da himm bi’ düşüneyim, buldum. Zeynep’in bebeğinden. Onu çok seviyor. Sürekli kucağında.

Tamam mı anne? Hadi lütfeenn, demiş. Annesi,

-Olabilir Furkan. Ama önce bir bakalım. Belki başka güzel şeyler de buluruz. Hem biliyorsun öyle çok pahalı birşey alamayız. Seçtiğimiz hediyeler hem güzel hem de uygun fiyatlı olmalı demiş. Furkan,

– Anne, geçen bayramda biriktirdiğim harçlıklarımı da alırız yanımıza. O zaman daha çok paramız olur. Ben onları hediyeler için harcamak üzere sana veriyorum, demiş ve annesine cüzdanını uzatmış.

-Annesi çok sevinmiş ve Furkan’a teşekkür etmiş.

-Peki Furkan’ciğim, ihtiyacımız olursa buradan da harcariz, demiş.

Beraber yola çıkmışlar. Alışveriş merkezini gezmişler. Şehir merkezindeki mağazalara girip bakmışlar. Hediyelik eşya dükkanlarını dolaşmışlar. Sonunda birsuru poşetle eve dönmüşler. Furkan,

-Anneciğim, çok yorulduk ama değdi değil mi, ne güzel şeyler aldık. Hadi onları paketleyelim şimdi. Akşam uçağımız var, demiş.

Furkan ve ailesi bütün hazırlıklarını tamamlamışlar. Ve uçağa binip Furkan’ın babasının köyüne gitmişler.

Babası bir köy evini göstererek;

-Furkan işte burası benim halamın evi, demiş. O sırada Büyük Hala yanlarına gelmiş.

-Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz, demiş. Herkese sarılıp öpmüş. Furkan’ı da hooppp diye yukarı kaldırmış. İki yana sallandırıp indirmiş. Omuzlarından sıkıca tutup boynunu kollarıyla kavramış ve kendine çekerek,

– Sen Furkan mısın yoksa, ne kadar da büyümüşsün böyle, çok et yedin galiba hii demiş.

Ördekler yanlarına gelmişler. Furkan’ın kardeşi Zeynep de tavuk yakalamak için koşmaya başlamış bile.

Eve girmişler. Ev çok değişik gelmiş Furkan’a. Tek katlı bahçeli. Bahçe de hayvanat bahçesi. Ne güzel, diye geçirmiş içinden.

Büyük hala Furkan’a sormuş:

-Furkan’ciğim yarın ne biliyor musun? Furkan,

– Biliyorum hala, Kurban Bayramı, demiş. Büyük Hala,

-Aferim, peki ne yapılır Kurban Bayramı’nda? Furkan,

– Sıla-i Rahim yani akraba ziyareti yapılır, kurban kesilir, çocuklar sevindirilir, onlara hediye ya da para verilir, demiş. Büyük Hala,

– Sen gerçekten kocaman olmuşsun. Bana söyleyecek birşey bırakmadın. Hadi bakalım, şimdi benim torunlarımla tanış. Onlar da sizi bekliyorlardı, demiş.

Furkan ve kardeşi Zeynep çocuklarla beraber akşama kadar oyun oynamış. Annesi, Büyük Hala  ve komşularla beraber yaprak sarmış. Furkan ve babası da enişte ve amcalarla beraber kurbanın yanına gitmiş. Kurban ne kadar da süslüymüş. Çıngırağı varmış, kurdeleleri varmış. Furkan onu biraz okşayıp sevmiş.

Bayram sabahı olmuş. Furkan akşamdan yatağının ucuna güzelce dizmiş olduğu bayramlıklarına bakmış. Heyecanı bir kat daha artmış. Elini yüzünü yıkadıktan sonra güzelce giyinmiş. Kapıyı açmış. Herkes uyanmış zaten. Furkan çok şaşırmış. Demek burda herkes erken kalkıyor, diye geçirmiş içinden. Hay Allah ben de kimseyi uyandırmayayım diye sessiz sessiz hareket ediyorum demiş, gülümsemiş.

Tüm erkekler camiye gitmişler. Camide bir amca Furkan’ın başını okşayıp ona para vermiş. Biri de şeker. Öbürsü çikolata. Furkan’ın cepleri şekerle parayla çikolatayla; ruhu da sevinç ve mutlulukla dolmuş.

Eve gelmişler. Furkan hemen annesinin yanına gitmiş. “Anneciğim hediyeler” diye fısıldamış kulağına. Annesi,

– Tamam Furkan’ciğim, hediyeleri şimdi getireceğim, yalnız önce büyüklerin ellerinden öpüp bayramlarını kutlamalısın demiş sessizce.

Furkan büyüklerle bayramlaşmış. Camide beni nasıl sevindirdilerse ben de başkalarını öyle sevindireceğim demiş ve çocukların yanına gitmiş.

– Kurban Bayramımız kutlu olsun çocuklar hep böyle mutlu bayramlar geçirelim inşallah, demiş. Ve poşetteki hediyeleri çıkarıp birer birer çocuklara vermiş.

Hediyesini alan her çocuk bir köşe bulup hediyesini açmış ve sevinç içinde oynamaya başlamış.

Furkan ve annesi birbirlerine bakıp gülümsemişler. Furkan annesine;

– Hediye vermek de almak kadar güzelmiş, demiş.

Öğlen olmuş. Kurbanlar kesilmiş etler temizlenip tencerelere konmuş. Mis gibi binbir çeşit et kokusu etrafa yayılmış. Furkan babasının yanına gidip,

-“Babacığım neden bu bayramın adı Kurban?” diye sormuş.

Babası kurban; yakınlık demektir. Biz bu bayramla Allah’a yakınlığımızı belli ediyoruz. O da bize hediye olarak kurban kesebileceğimizi söylüyor. Biliyor musun, bitkiler biz onları yiyelim de  zekamız gelişsin isterler. Hayvanlar da onları yiyiyip kemiklerimizin güçlenmesini sağlıklı olmamızı dilerler. Furkan,

-Yakınlık çok güzelmiş. Eğer bayram olmasaydı biz buraya gelemeyecektik. Bu kadar insan biraraya toplanmayacaktı. Çocuklarla böyle güzel hediyeler paylaşamayacaktık. İyi ki bayram var. Yaşasın Bayramımız… demiş. O sırada Büyük Hala içeri girmiş

-Etler hazır, Yakacık Köyü’ne dağıtmaya gidebilirsiniz, demiş.

Enişte, Furkan ve babası etleri alıp yola çıkmışlar. Babası demiş ki;

-Gideceğimiz köyde genellikle yaşlı teyzeler, kadınlar ve çocuklar var. Babalar uzak şehirlerde çalışmaya gitmişler. Kurban kesemeyecekleri için onların etlerini biz götürüyoruz.

Yakacık Köyü’ne gelmişler. Herbiri eline beşer parça paketlenmiş et almış. Furkan,

– Etleri ben dağıtabilir miyim? demiş. Furkan eline paketi alıyor sonra zile basıyormuş. Kapıyı bir çocuk açmış. arkasından başka çocuklar da kapıya gelmiş. Furkan paketi uzatmış. Çocuklar sevinçle

-Anne et geldi, anne et geldi, demişler. Furkan,

– Kurban Bayramı’nız kutlu olsun, demiş. Orada sessiz sedasız oturan bir çocuk varmış. Furkan’ın yanına gidip

-Çok teşekkürler bize et getirdiğin için. Al bu şeker de senin olsun, sabah camide verdiler demiş. Furkan şaşırmış. Sevinmiş. 

O çocukla oracıkta arkadaş olmuşlar. Biraz sohbet etmişler. Bir dahaki sene görüşmek dileğiyle birbirlerinden ayrılmışlar.

Et dağıtımı bitince eve dönmüşler. Televizyonda Kabe’de tavaf eden hacılar gösteriliyormuş. Furkan,

– “Babacığım, onlar ne yapıyorlar?” diye sormuş. Babası,

– Allah’ın evi olan Kabe’de tavaf ediyorlar. Sonsuz Işık Sahibi Allah’a yakın olmak istiyorlar. Onlar da kurbanlarını orada kesecekler. Furkan,

– Baba orası çok mu uzak? Biz de gidebilir miyiz? diye sormuş. Babası,

– Mekke uzak biraz ama inşallah birgün gideceğiz. Eğer bir Müslümanın parası ve sağlığı elveriyorsa gitmesi gerekiyor zaten, demiş.

Büyük Halanin evi misafirlerle dolup taşıyor, sofraların biri kaldırılırken diğeri kuruluyormuş. Böylelikle köyde ne kadar insan varsa biraya geliyor. Güzel vakit geçiriyormuş.

Dört gün hızlıca geçmiş ve Furkanların eve dönme vakti gelmiş. Herkes birbiriyle vedalaşmış. Onları geçirmeye neredeyse koyun tamamı gelmiş. Furkan arabaya binmiş. Camdan baktığında herkes el sallıyormuş. Çocuklar da hep bir ağızdan

– Güle güle, yine bekleriiiizzz, demişler. Furkan çok mutlu olmuş, içinden dinimiz ne güzel, eğer bakarken görmeyi bilirsek kocaman mutluluklar yaşatıyor bize. Teşekkür ederim Allah’im, seni çok seviyorum, demiş.

Eve gittiklerinde Furkan ilk iş odasına girmiş. Masasına oturmuş eline kalemini alıp bir kağıda köyde yaşadığı bayramın resmini çizmiş. Kağıda önce Kabe’yi, avlusuna Büyük Hala’nın evini, etrafına da elinde hediyelerle birsuru çocugu çizmiş.

 

Çocuklar siz de bir bayram resmi çizmek ister misiniz? Herkes eline bir kalem bir kağıt alsın ve güzel bir bayram resmi çizsin. İsterseniz bu çizdiğiniz resimleri bize gönderebilirsiniz.

 

Herkese mutlu bayramlar

 

Hoşçakalın.

 

 

 

 

 

Comments (11)

Reply