21Kas
2014
20

Öğretmenler Günü – Okyanustaki Mavi Işık

Yazan ve Okuyan: Masalnur (İlknur Çelik)

Bir varmış bir yokmuş. Bizim okyanusun yunusu çokmuş.

Peki hepsi de akıllı uslu muymuş?

Uzak okyanusların birinde Diptop adlı bir yunus yaşarmış. Bu yunus hiç söz dinlemez, hep burnunun dikine gidermiş. Günlerden birgün babası:
Diptop oğlum bugün sardalya kayalığına gideceğiz geç kalma, diye tembihte bulunmuş. Bizim Diptop bunu duymuş ama duymamazlığa vermiş. Hemen oradan uzaklaşmış.
Diptop gemileri çok severmiş. Nerede bir gemi görse suya bata çıka hemen yanına gider, adeta gemiyle yarış yaparmış.
Yine böyle bir zamanda Diptop gemiyle yarış yapmaya durmuş. “O beni geçti, hayır ben onu geçtim. Daha yukarı zıplayıp tekrar dalıp hemencecik de çıkarsam yine burun buruna geliriz”… deyip duruyormuş.
Diptop’un anne ve babası sardalya kayalıklarına gidip öğlen yemeklerini yiyeceklermiş ama oğulları hala eve gelmemiş. Çok merak etmişler. Ve onu aramaya başlamışlar.
Diptop’un annesi denizanalarının babası da kılıçbalığı ve denizatlarının öldüğü yere gitmiş. Geçerken gördüğü yunuslara, ahtapotlara hep Diptop’u görüp görmediklerini soruyormuş.

Birden akşam oluvermiş. Diptop ortada yokmuş. Anne ve babası;
-“Ne yapacağız biz bu çocukla? Akşam oldu hala ortalarda yok, diye üzgün üzgün suyun içinde süzülüp duruyormuş. O sırada uzaktan gürül gürül mırıl mırıl sesler duyulmaya başlamış.

Çok büyük bir coşkuyla sevinçle heyecanla Mavi Işık Mavi Işık Mavi Işık diyormuş bir yunus sürüsü.

Diptop’un anne ve babası orada bekleyip gelen yunus sürüsüne dikkat kesilmişler. Önde büyük bir yunus balığı yanında ve arkasında düzgün bir sırayla dizilmiş yüzlerce yunus yanlarından geçiyormuş. Mavi Işık birden durup Diptop’un anne-babasının yanına gitmiş:

“Neyiniz var sizin, neden böyle üzgünsünüz?” diye sormuş. Zavallı Baba Yunus;
“Ahh Ahh biz üzgün olamayalım da kim üzgün olsun. Bir oğlumuz var, çok başına buyruk, hiç söz dinlemez ve en tehlikelisi de sürüden ayrı dolaşır. Sabah çıktı evden, çıkış o çıkış, güya öğlen sardalya kayalığına gidecektik. Erken dönmesini istedim ama hala dönmedi” demiş.

Mavi Işık:
“Ben Mavi Işık, bu sürünün öğretmeniyim. Aslında biz keşif gezisine çıkmıştık ama isterseniz size yardım edelim. Öğrenci yunuslarımla beraber oğlunuzu arayalım” demiş. Diptop’un anne ve babası
-Aslında biz heryere baktık ama onu bulamadık demişler. Mavi Işık:
“Aramak için önce bir yöntem belirlemeliyiz! Kısaca oğlunuzu bana anlatır mısınız ne gibi özellikleri vardır, nelerden hoşlanır?” diye sormuş. Anne Yunus:
Oğlum çok yaramazdır, hep kendi istediği olsun ister, hiç bizim sözümüzü dinlemez, demiş. Mavi Işık:
Peki ne yapmaktan hoşlanır? diye sormuş Anne Yunuşa,
Anne Yunus biraz düşündükten sonra; ” Birilerinin peşinden gitmeyi sever. Heeh bir de gemilerle yarış yapmaktan hoşlanır” demiş. Mavi Işık:
Himm, iki saat önce büyük bir geminin yanından geçtik. O gemi ne tarafa doğru gitmiştir acaba, demiş. Oradan geçen mürekkep balığı ve denizanasına doğru yüzerek;
Bir dakika yardımınıza ihtiyacım var. Çok önemli, Diptop adlı bir yunus kayıp. Ailesi merak ediyor. Biraz önce büyük bir geminin yanından geçtik. O geminin koordinatlarını hesaplamam lazım. Belki o gemiyle beraber yüzüyor olabilir, demiş. Mürekkepbalığı ve denizanası
-Tabii ne yapabiliriz, diye sormuşlar. Mavi Işık nasıl yardım edeceklerini anlatmış. Mürekkep balığının boyasını kullanarak denizannasının sırtında koordinatları hesaplamış. Herkes ne olacağını merak ediyor suspus olduğu yerde durup Mavi Işık’a bakıyormuş. Mavi ışık on beş dakika boyunca tutabildiği nefesini tekrar alıp vermek ve havayı kontrol etmek için birden suyun üstüne çıkmış. Bir iki takla attıktan sonra tekrar yunusların yanına dönmüş.
-“Yunuslar şimdi benimle gelin bu taraftan gideceğiz” demiş.
Diptop’un anne babası ve öğrenci yunuslar Mavi Işık’ı takip ederek yüzmeye başlamışlar. Mavi Işık arada bir suyun üstüne çıkıyor sonra tekrar dalıyormuş.
Birden uzaktaki geminin düdüğünü duymuşlar, dalgalar hızlanmış ve gemiye yaklaştıklarını anlamışlar. Mavi Işık hızla giderek geminin yanına ulaşmış.

Altından girmiş yanından çıkmış.
Bir nefes almış tekrar dalmış.

-Diptoooooppp nerdesiiinnn? diye seslenmiş ve sonunda suda çok az hareketle yüzen yorgun ve bitkin bir yunusu farketmiş. Meğer o yunus kaybolan Diptop’muş. Hemen yüzgeçleriyle sırtına kaldırmış Diptop’u ve o şekilde biraz geride kalan yunusların yanına gitmiş. Öğrenci yunuslar;
Öğretmenimiz Mavi Işık Diptop’u bulduuuu, Diptop bulunduuuu diye birbirlerine haber vermişler. Diptop’un anne ve babası hemen birbirlerine sarılmış ve hızla yüzerek Mavi Işık’ın yanına gelmişler. Mavi Işık:
Diptop sanırım aç bir halde uzun süre yüzmekten halsiz düştü. Hemen evine götürelim dinlensin, demiş. Hep beraber Diptop’un yaşadığı Yeşil Kaya’ya doğru yüzmüşler. Diptop’un annesi daha önce zor günler için yosunların arasına sakladığı ringa balıklarını çıkarıp yavaş yavaş aç olan Diptop’a yedirmiş. Yemeğini yedikçe gözlerini açan ve biraz toparlanan Diptop:
– Anne ne oldu bana? diye sormuş.
-Oğlum sen sabah evden ayrıldın, bir daha da dönmedin, hatırlıyor musun sardalya kayalıklarına gidecektik, demiş. Diptop:
– Tamam şimdi hatırladım, demiş pişman bir sesle. Mavi Işık:
Diptop, çok tehlikeli, geminin tam altında pervane kısmında yüzmek biliyor musun? Eğer hızını ayarlayamazsan pervanelere kapılıp gidersin. Benim öğrencilerim bunu bilirler, demiş.
Diptop’un anne babası:
-Mavi Işık Diptop da senin öğrencin olabilir mi? diye sormuşlar. Mavi Işık:
-Diptop isterse neden olmasın, demiş. Diptop kararsizmiş. Mavi Işık:
-Diptop istersen üç gün bizim derslerimize katil. Üç günün sonunda kararını verir bize katılıp katılmayacağını söylersin, demiş.
Diptop heyecanla kabul etmiş bu teklifi. Ne olacak ki üç gün hemen geçer, zaten kabul edeceğimi sanmıyorum, çünkü gemi yarısından vazgeçemem ben, demiş içinden.
Ertesi gün olmuş. Diptop anne ve babasıyla Mavi Işık okuluna gitmiş. Ne kadar büyük bir yermiş burası. Etrafta birşuru denizanası ve mürekkep balığı varmış. Matrak adlı yunus Diptop’un yanına gelerek:
Biliyor musun biz her gün keşif gezisine çıkarız, kimi zaman deniz kaplumbağaları kimi zaman denizatları kimi zaman da renk değiştiren balıkları inceleriz, Öğretmenimiz Mavi Işık tüm keşiflerimizde, diğer balık türleri ile uyum içinde olmayı öğretti bize. Okyanus ailesi o yüzden bizi çok seviyor, demiş. Diptop biraz şaşırmış bu duruma nasıl yani, burada da eğlenceli ve zevkli şeyler mi yapılıyor o zaman, diye geçirmiş ve kendi kendine ” yök canım olmaz öyle şey” demiş.
Ders başlamış. Öğretmen:
-Bugünkü konumuz renk değiştiren balıklar ve av yerleri demiş. Sürü halinde keşif gezisine çıkmışlar. Diptop bir yandan Matrak’a sorular soruyor bir yandan da birlikte hareket etmenin aslında keyifli birşey olduğunu farkediyormuş.
İkinci gün olmuş. Öğretmen Mavi Işık:
Bugün Beden Eğitimi dersi yapacağız. Şimdi önce doğru nefes almayı öğrenelim, demiş ve nefes alıp nasıl nefesini tuttuğunu yüzgeçlerini ve kuyruğunu kullanarak nasıl esnek manevralar yaptığını göstermiş. Diptop günün sonunda;
– Biz yunuslar ön beş dakika nefesimizi tutabiliyormuşuz demek. Ben öyle zıplayıp yan yatarak ters dönemeyeceğimi sanıyordum, eğer böyle yapabiliyorsak köpekbaliklariyla savaş amiz mümkün olabilir, diye düşünmüş.
…Ve üçüncü gün gelmiş çatmış. Demiş ki Öğretmen Mavi Işık:
– Sevgili yunuslar, keşif gezimiz için hazır mısınız? Bu sefer limana gidiyoruz. Bütün yunuslar şaşırarak birbirlerine bakmış.
– Hep bir ağızdan “liman mı?” diye sormuşlar. Mavi Işık:
Evet limana gidiyoruz. Bizimle işbirliği yapan insanların yanına, demiş. Diptop öğretmenine;
-İnsanlar bizimle işbirliği mi yapıyor? diye sormuş. Mavi Işık:
-Elbette, gemilerin burnuna hiç dikkat ettin mi, aynı bizim burun ve ağız yapımız gibi. Niye? Çünkü onlar da bizim gibi suyu çok hızlı yarıp güçlü bir şekilde geçmek istiyorlar okyanusu. Diptop oldukça şaşırmış bu duyduklarına. Mavi Işık:
-Evet yunuslarım, hazır mısınız, gidiyoruz. Biraz ileride bir gemi var onu takip ederek limana ulaşacağız, demiş. Diptop “gemi mi” en sevdiğim şey, demiş içinden ve geminin yanına geldiklerinde yunusların yüzüşü dikkatini çekmiş. Ne kadar da güzel yüzüyorlar. Hiç gemiye çarpmıyorlar, ben gemi yarısı yaparken hep yüzgeçlerim gemiye sürtülüp kanıyordu. Bu yüzme stilini öğrenmem işime yarayacak, diye düşünmüş. Sonra limanda insanların hazırladığı yunus havuzunun yanına gelmişler.
Yunus eğiticisi insanlar, teker teker bütün yunuslara balık atmaya başlamışlar. Öğretmen Mavi Işık havaya sıçrıyor. Müteşem dönüşler yapıp suyun üstünde adeta yürüyormuş, sonra birden etrafında mavi ışıktan halkalar oluşuyormuş. Bütün öğrenci yunuslar da onun yaptığı hareketleri yapmaya çalışıyor etrafa yaydığı o mavi ışık halkalarının içinden geçiyormuş. Diptop öğretmenin adının neden Mavi Işık olduğunu şimdi anlamış. Öğretmen etrafına yol gösteren mavi bir ışık yayıyormuş çünkü. Mavi sonsuzluk demekmiş. Sonsuz bilgi öğretmenler sayesinde bize ulaşıyor demek, diye düşünmüş Diptop. Yunuslar çok eğlenceli bir gün geçirmişler hem de karınları iyice doymuş.
Akşam olmuş. Diptop’un karar vermesi gerekiyormuş artık. Kalacak mı yoksa gidecek mi diye bütün yunuslar merak içindeymiş. Mavi Işık Diptop’un yanına gelerek;
-Şöyle bakalım Diptop, okulumuzu beğendin mi, öğrencilerimin arasına katılacak mısın, diye sormuş.
– Herkes nefesini tutmuş, Diptop’a bakıyormuş. Diptop biraz beklemiş ve gülümseyerek:
-Mavi Işık ben de sizin öğrenciniz olmayı çok isterim, demiş. Mavi Işık:
-Öyleyse aramıza hoşgeldin, demiş gülümseyerek.
Tüm yunuslar sevinçten taklalar atmaya Diptop’un etrafında dolaşmaya başlamışlar. Diptop’un anne babası oğullarını almaya geldiklerinde Diptop:
– Anne, baba ben artık Öğretmen Mavi Işık’ın öğrencisiyim, demiş.
Diptop’un anne babası sevinçten ne diyeceğini şaşırmış, Mavi Işık’a çok teşekkür etmiş. Diptop:
-” Öğretmenim, mavi halkaları nasıl yapıyorsunuz? diye sormuş. Mavi Işık:
-Kim bilir belki birgün sen de yaparsın, deyip gülümsemiş.
Diptop o günden sonra tüm yaramazlıklarını unutmuş. Çok akıllı, kurallara uyan, etraftaki herkesin çok sevdiği sevimli bir yunus olmuş.
…Ve bir sabah okyanus harika bir güne uyanmış. Bugün çok özel ve güzelmiş. Okyanusun üstünde milyonlarca yunus dans ediyor ve şöyle söylüyormuş:
ÖĞRETMENLER GÜNÜN KUTLU OLSUN MAVİ IŞIK
SENİ ÇOK SEVİYORUZ
Mavi Işık okyanusun üstündeki bu harika kutlamanın kendisi için olduğunu görünce çok sevinmiş ve duygulanmış:
“Çok teşekkür ederim sevgili yunuslarım, sizi çok seviyorum. Bir öğretmen öğrencisiz bir öğrenci öğretmensiz olamaz. İyi ki varsınız…” demiş.
Tüm yunuslar okyanusun üstünde yüzgeçlerini birleştirerek okyanus kadar büyüüükk bir halka oluşturmuşlar. Mavi Işık da onların tam ortasındaymış. Birden gökyüzünde bulutlar belirmiş. Birleşip birbirlerinden uzaklaşarak birşeyler yapıyorlarmış. O da ne, bulutlar da Mavi Işık’ın öğretmenler gününü kutluyormuş ve hediye olarak harika bir sonsuzluk işareti yapmışlar. Sonra yağmur yağmaya başlamış. Heyecan sevinç eğlence arttıkça artmış. Okyanus gibi gökyüzü de bu kutlamaya katılmış anlaşılan. Yağmurun hediyesi de harika bir gökkuşağıymış.
O günden sonra Mavi Işık, Bilgi Okyanus’unun ışığı olmuş. Ve bu ışık hiç sönmemiş. Çünkü o ışığın gücü sonsuz sevgiymiş. Güzel sözler, şarkılar, şiirler yazılmış onun için. Diptop da bir güzel söz söylemiş:

Öğretmenim,
Bana Bilgi Okyanus’unda yüzmeyi öğrettiğin için çok teşekkürler…
Sana söz veriyorum, gönlümde yaktığın bilgi ışığı hiç sönmeyecek.

ÖĞRETMENLER GÜNÜN KUTLU OLSUN CANIM ÖĞRETMENİM

Comments (20)

Reply